28 Şubat 2018 Çarşamba
Heredot'tan Aksiyoloji Üzerine Bir Alıntı
"Bir gün Pers kralı Darius, sarayında bulunan Yunanlıları huzuruna çağırır ve babalarının ölmüş bedenlerini yemeleri karşılığında ne istediklerini sorar. Yunanlılar kral dünyaları verse asla böyle bir şey yapmayacaklarını söylerler. Bu defa Pers kralı huzuruna ebeveynlerinin ölmüş bedenlerini yiyen Hintli Callatiae kabilesinin insanlarını çağırır ve onlara da ölüleri yakmak için ne istediklerini sorar. Hintliler dehşetle çığlık atarlar ve böyle korkunç bir şeyin sözü dahi edilmemesi gerektiğini söylerler."
der Heredot.
19 Şubat 2018 Pazartesi
-- Ey Özgürlük --
Okulda defterime, sırama ağaçlara
Yazarım adını
Okunmuş yapraklara, bembeyaz sayfalara
Yazarım adını
Yaldızlı imgelere, toplara tüfeklere
Kralların tacına
En güzel gecelere, günün ak ekmeğine
Yazarım adını
Tarlalara ve ufka, kuşların kanadına
Gölgede değirmene yazarım
Uyanmış patikaya, serilip giden yola
Hınca hınç meydanlara adını
Ey özgürlük!
Kapımın eşiğine, kabıma kacağıma ,,çimdeki aleve
Camların oyununa, uyanık dudaklara
Yazarım adını
Yıkılmış evlerime, sönmüş fenerlerime, derdimin duvarına
Arzu duymaz yokluğa, çırçıplak yalnızlığa
Yazarım adını
Geri gelen sağlığa, geçen her tehlikeye
Yazarım ben adını, yazarım
Bir sözün coşkusuyla, dönüyorum hayata
Senin için doğmuşum haykırmaya
Ey özgürlük!
10 Şubat 2018 Cumartesi
Mimoza Mevsimi
Şubat ayı kış mevsiminin son ayıdır diye öğretilmişti bize hayat bilgisi dersinde ilkokul 2.sınıfta. Mart ile birlikte havalar yavaş yavaş ısınmaya yüz tutar ve ilkbahar gelir. İlkbaharın habercileriyse çiçeklerdir. Yeninden canlanır doğa ve her yeri bambaşka tatlarda kokular sarar. Kimi çiçekler çok güzel kokar ama kimisi de kokmaz. Bana en güzel gelen kokuysa bir süt bebeğinin süt kokusu bir de mimoza ağacının çiçeklerinin kokusudur. Ne yazık ki her iki koku da çok kısa dönemlerde varlığını yitirirler. Ama belki de bu denli kısa süre var olmalarıdır beni bu denli bu kokulara çeken şey.
Her sene kışın son günlerine doğru başlar mimoza kokuları. Çünkü havalar hafif hafif ısınır ısınmaz -hatta ısınmadan bile- güneş sıcak yüzünü ecücük gösterir göstermez, mimoza ağacı sarımsı çiçeklerini açmaya başlar. Adalarda bol bol vardır bu kokular, hele ki bu mevsimde! Ama ben bu güzelim kokuyu almak için Allah'ın her günü adaya geçme zahmeti göstermek zorunda değilim. Şanslıyım çünkü apartmanımın bahçesinde, belki 20 yıl önce dikilmiş, kocaman bir mimoza ağacı var. Bu ağacın kokusuysa sabahın seherinde, şu saatte bile açtığım camımdan odamı doldurabiliyor. Bu bile umut verebiliyor bana! Gelecek güzel günler uğuruna umut veriyor.
"Simsiyah gecenin koynundayım yapayalnız
Uzaklarda bir yerlerde güneşler doğuyor
Kupkuru bir ağacın dalıyım yapayalnız
Uzaklarda bir yerlerde fidanlar kök salıyor
Çatlamış dudağımda ne bir ses ne bir nefes
Uzaklarda bir yerlerde türküler söyleniyor"
Yıpranmış yüreğimde bir ıstırap, bir son veda
Uzaklarda bir yerlerde savaşlar son buluyor.
Tut ki Gecedir
tut ki gecedir
karanlık sıvaşır ellerine camlardan
birden kırmızıya döner
trafik ışıkları
kükürtlü dumanlar yükselir
korkuya batmış
camkırığı adamlardan
tehlikeye büyür sakalları
tut ki gecedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
yeraltı örgütleri tetik üstünde
adres değiştirmiş silah kaçakçıları
fahişeler birbirinden kuşkulanıyor
tut ki gecedir
katiller huzursuz
hırsızlar sinirli
hainler ürkekçedir
elleri telefona kendiliğinden uzanıyor
ihanete gece müthiş bir gerekçedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
ihanet bir bilmecedir
Söz: ATTİLA İLHAN
Müzik: AHMET KAYA
https://youtu.be/QSp3IjdMGM0
karanlık sıvaşır ellerine camlardan
birden kırmızıya döner
trafik ışıkları
kükürtlü dumanlar yükselir
korkuya batmış
camkırığı adamlardan
tehlikeye büyür sakalları
tut ki gecedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
yeraltı örgütleri tetik üstünde
adres değiştirmiş silah kaçakçıları
fahişeler birbirinden kuşkulanıyor
tut ki gecedir
katiller huzursuz
hırsızlar sinirli
hainler ürkekçedir
elleri telefona kendiliğinden uzanıyor
ihanete gece müthiş bir gerekçedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
ihanet bir bilmecedir
Söz: ATTİLA İLHAN
Müzik: AHMET KAYA
https://youtu.be/QSp3IjdMGM0
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)