Liseye gittiğim zamanlardı. Evde internetten Ajdar'ın çikita muz şarkısını açıp açıp dinliyorum, dalga geçiyorum, gülüyorum. Aradan birkaç gün geçtikten sonra, kendi kendime aslında Ajdar'ın sesinin o kadar da kötü olmadığını ve şarkının da fena sayılamayacağını söylemeye başlamıştım. Evet, gerçekten zihnimi boyle söylerken yakalamıştım, o anı dün gibi hatırlıyorum.
O anda acilen bir karar almam gerektiğinin farkındaydım: Bir daha asla bu şarkıyı dinlemeyecektim. Ajdar bana büyük bir ders verdi o gün: İnsan bu hayatta zamanla her şeye alışır.
Bu gece üçüncü gece. Her sabah bu yorgunlukla nasıl yürüyebildiğime, nasıl 2 saat yolculuk çektiğime, nasıl çalıştığıma şaşırıyorum. Her sabah, her gün daha bitkinim. Ama aslında her geçen gün daha güçlüyüm, bunu biliyorum. Hasbelkader yarın yine gerekirse, yine yapacağım. Göz kapaklarımı açık tutabilmek için harcadığım enerji yüzünden daha da çok uykum geliyor. Vücudumun her zerresi yerçekimi katsayısını 10 kabul ediyor. Ama alışırım, alışıyorum. Alışacağım. Ne de olsa ben yorulmayan bir makineyim. Hem de dayanıklı ev aleti olanından.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder