Geldik yine başı boş hallerin çağdaş boğulmalarımıza,
Sahi ne zamandır görüşmüyorduk yoksulluk çukurundaki bakışmalarla?
Zorlukların duman, dağın sonsuz olduğu vakitlerde çıkageldim,
Varlıkların en tarifsiz notaları unuttuğu sokaklardaki gece lambasıyım ben;
İçimde ufak bir mum yanar.
Sessizlik çığlıktan etkilidir kimisine göre
Ama onlar benim yüreğimin, derdimin bağırmasını duydular mı?
Bilmem ben.
En güzel bilmeyen benim belki de ...
Yağmurlar yağıyor yoldaşlarıma,
Sisli duvarlara gizlenerek yürüyorum,
Çığırından çıkan bir ağrı var en sonunda,
Ağzımın buruk tadında,
Sahi ne kokuyor böyle?
En uzakların yanı başımızdaki uğultusunu duymak,
Hepimize işte bu acı veriyor;
Çarpık kentlerin çıkmaz sokakları gibi,
En güzel bilinmeyenlerin saklandıkları,
Belki gömüldükleri o belde.
Hiçbir yere ait olmayan insanların günlüklerini buldum,
Gizli.
Sadece çabalamak yetmez, sabretmek de lazım.
İçten.
Mehmet Yiğit
20.03.2016